Son Dakika
TÜRKİYE BURSLARI 2021 BAŞVURULARI 10 OCAK’TA BAŞLIYOR
Milli Savunma Bakanlığı açıklaması: TSK, millet iradesini hiçe sayan anti-demokratik arayış içinde olanlara karşı mücadelesini azimle sürdürmeye kararlıdır.
Hollanda’da sosyal yardım komedisi…
YTB’den Orta Asya Ülkelerine Yönelik Laparoskopik Cerrahi Kursu Desteği
YTB YURT DIŞINDA HUKUK EĞİTİMİ ALAN GENÇLERİ BURSLANDIRIYOR
ELİ KALEM TUTAN HERKESE ÇAĞRI!
Her gün bir çok şeyden rahatsız olmuşumdur. Bir çok kez kendi kendimi yargılamış kendi kalemimi kendim kırmışımdır.
Toplumun içerisinde bulunduğu durum siyasilerin vurdumduymaz tavırları hatta hem kendi ülkelerine ve tarihe karşı içinde bulundukları ihanetvari tavırları beni yaralamıştır. Olan biteni gördükçe dünya üzerinde oynanan oyunları anladıkça canım yanmış kalbim ince ince kanamıştır.
Hele olup biten karşısında elinden bir şey gelmemesi insanın kendisini aciz hissetmesine neden oluyor. Aciz hissettikçe de canım daha çok yanıyor.
Dostayovski suç ve ceza isimli eserinde toplumun kanayan yarası tefeciliği yok etmek için cinayet işleyen Raskalnikof’un çektiği vicdan azabını anlatır. Günümüzde ise insanlar farkında olmadan her gün onlarca cinayet işliyor. Bu öldürdükleri insanların başında ise kendileri geliyor ve kendileri dahil bunun hiç kimse farkında değil.
Her gün çeşitli yalanlarla kendi kalblerine yalan söyleyenler, yaptıkları ibadet ve iyilikleri bile toplumda bir yerlere gelmek için riya içerisinde yapanlar sizce kendilerine ihanet etmiyorlar mı? Ve her gün bıkmadan usanmadan kendilerini öldürmüyorlar mı?
Ya uyuşturucu batağında çırpınan ve içinden milyonlarca kez kendisine kızan kurtulmak istemesine rağmen iradesine yenik düşüp her gün bin kez lanet okuyarak o zehri kullananlar kendilerini öldürmüyorlar mı?
Çoluk çocuğunun rızkını güzünü kırpmadan daha fazla kazanma hırsıyla kumara yatıran insan kendisini öldürmüyor mu?
Emekçisinin hakkını çalan daha fazla kazanmak için işçisinin emeğini, sağlığını geleceğini çalan patron her gün kendisinin yanı sıra işçisini de öldürmüyor mu?
Tüketim toplumu yaratılarak her gün daha fazla lüks madde tükettirilmesi için reklamlarla beynine yapılan işkencelerle yönlendirilen toplum her gün kaç kez öldürülüyor dersiniz? Bu lüks metaryallere sahip olabilmek için bedenini satan, hırsızlık yapan kendisini öldürmüyor mu?
Peki ya bütün bunlara engel olmak varken kumarı devlet eliyle oynatan, uyuşturucuyu bakkaldan ekmek almak kadar kolay hale getiren, eğitimi her geçen gün yozlaştırarak bir ülkenin geleceğini yok eden, verilen adil olmayan hukuki karar ve uygulamalarıyla toplumundaki adalet duygusunu öldüren siyasiler katil değil mi?
Toplumun içinde bulunduğu hastalıkları görüp yardım etmek istercesine masumane örgütler oluşturup bunları kendi çıkar ve menfaatleri için kullananlar toplumdaki güven duygusunu katletmiyorlar mı?
Toplumun değer ve yargılarını kullanarak suistimal ederek menfaatleri doğrultusunda kullananlar siyasi ya da dini cemaat liderleri toplumun katilleri değiller midir?
Aynaya korkmadan bakabilen vicdanı huzur içerisinde ve özgür olan kaç siyasetçi var dersiniz? Demokrasi anlayışı içerisinde özgür olması gereken düşünceler medya denen görsel silahlarla her gün kaç kez öldürülüyor dersiniz?
Toplumda her gün herkes onlarca kez kendisini öldürürken siyasiler kendilerini hiç mi sorguya çekmezler. Para babalarına uşaklık ederek onların istedikleri yasa ve kanunları çıkartan siyasiler kendilerini öldürürken bir ülkeyi ve tarihini de katlettiklerinin farkındalar mıdır acaba?
Bir melankoli anında yazılmış bir yazı işte: Ne kadar ciddiye alır bu düşüncelerin ne kadarına katılırsınız size kalmıştır.
Zaman ayırıp okuma lutfunda bulunduğunuz için teşekkür ediyor daha aydınlık yarınlar duasıyla selam ve saygılarımı sunuyorum.
© Seyyid Burhaneddin Kekeç
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Ocak 2021 Auteurs
07 Şubat 2020 Auteurs
28 Aralık 2019 Auteurs
26 Ocak 2019 Auteurs, Dünya, Tüm Manşetler